AGİT Misyonu Makedonya

AVRUPA GÜVENLİK VE İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (AGİT) MİSYONU- MAKEDONYA

2004-2006 yılları arasında, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Misyonunda, Eğitim Uzmanı olarak Makedonya’da görev yaptı.

Yugoslavya’nın parçalanmasının ardından 1991’de bağımsızlığını ilan eden Makedonya’da, 2001 yılına kadar geçen on yıllık süre içerisinde ciddi anlamda bir sorun yaşanmadı. 29 Nisan 2001 tarihinde Arnavut militanlarla Makedon askerleri arasında etnik bir çatışma patlak verdi. Ancak çatışmalar NATO’nun ve Avrupa Birliği’nin müdahalesi sonucu çok fazla yayılmadan önlendi ve 13 Ağustos 2001 tarihinde imzalanan Ohrid çerçeve antlaşmasıyla taraflar arasında ateşkes sağlandı.

Bu antlaşma gereğince AGİT`in, Makedonya Cumhuriyeti’nde polislerin eğitimi konusunda büyük bir görev üstlendi. Bu çerçevede TDP, AGİT’in Makedonya’da önem verdiği ve hayata geçirilmesini titizlikle takip ettiği bir proje oldu. TDP uygulaması ilk defa 2001 yılının sonbaharında, kriz yaşanan bölgelerde etnik dengenin gözetilmesi ve yeni polislerin atanması probleminin çözülmesi aşamasında gündeme gelmiştir.

Polislerin atanması, TDP projesinin “Güven inşası” olarak adlandırılan birinci aşamasında başlamıştır. Bu aşamada Makedonya Hükümeti ile birlikte bir çalışma yürüten AGİT, polisle halk arasında yaşanabilecek bir çatışmadan kaçınmak amacıyla atamaların şartlarını ve istihdam politikasını belirleyen bir zemin oluşturmaya çalışmıştır. Polislerin atanması ile ilgili bu çalışma TDP’nin temeli ve başlangıcı olarak kabul edilmiştir. 2002 yılının ocak ayı ile haziran ayı arasında, AGİT’in güçlü çabaları sonucu, problemli bölgelerdeki polis atamalarının gerçekleştirilmesi sağlandı. Bu dönem, toplum destekli polisliğin ilk defa tanındığı ve stratejisinin dizayn edildiği süreç oldu. Bu kapsamda, Aralık 2001’de, Makedonya hükümeti ve AGİT, yeni polis adayları için hazırlanan ortak eğitim programında,  her iki tarafın karşılıklı yetki ve sorumluluklarını belirleyen protokole son şeklini verdiler.

Makedon Hükümeti ile AGİT’in TDP projesini hayata geçirme konusundaki ilk ciddi adım, Mayıs 2002’de Makedonya’da gerçekleştirilen TDP konferansında atıldı. Konferans sonrası yapılan önerilerden birisi, polis, belediye ve vatandaşların bir araya gelmesini ve toplumun güvenliğini ile diğer sosyal problemleri birlikte tartışabilecekleri bir forumun oluşturulmasını sağlamaktı. Böylece, dâhili etnik tansiyonu düşürebilecek ve polis ile halk arasındaki güveni tesis edebilecek olan CommunityAdvisoryGroups-Toplum Danışma Grupları’nın temelleri atılmış oldu. 2003 yılında, Toplum Danışma Grupları’nın tanıtımı ve uygulanma şeklini anlatan seminer ve grup çalışmaları yoğunlaştı. Bu bağlamda, Gostivar, Tetova, Kumanovo ve Üsküp şehirlerinde seminerler düzenlendi. Bu yeni anlayışı yerleştirme amacıyla AGİT görevlileri; Polis müdürleri, Belediye başkanları ve vatandaşlarla çok sayıda toplantı ve ikili görüşmeler gerçekleştirdiler.

Bu anlayışın ülke geneline yayılabilmesi için insan kaynağına duyulan ihtiyacın bir neticesi olarak, ilk etapta 562 polis adayı, AGİT’in desteğiyle Polis Akademisinde eğitilerek alanda görev almaları sağlandı. Daha sonra da, bir taraftan bu adayların sisteme entegrasyonları gözlenirken diğer taraftan da hizmet içi eğitim programları ile bu süreç hızlandırıldı. Aynı yılın Mart ayında, etnik problemlerin yaşandığı farklı bölgelerden seçilen 32 polis memurunun, Toplum Destekli Polis Koordinatörlüğü eğitimleri başladı. Üç modül halinde düzenlenen eğitim esnasında, Hollanda’ya da kısa süreli bir eğitim gezisi düzenlenerek buradaki TDP uygulaması yerinde izlendi.  Eylül ayında gelindiğinde, bu koordinatörlerden bazıları kendi sorumluluk alanlarında Halk Danışma Grupları’nı oluşturmaya başladılar. Bu bağlamda, eski kriz bölgelerinde ve bu bölgelerin dışında olmak üzere, 200’den fazla köyü kapsayan toplam 54 Toplum Danışma Grubu oluşturularak faaliyete başlandı. Ancak, bununla birlikte, Pazos’un da vurguladığı gibi, AGİT’in desteği ve baskısı olmasa tüm bu faaliyetlerin durabileceği de bir gerçekti.

AGİT bu ülkedeki TDP uygulamaları çerçevesinde polis teşkilatında etnik dengenin gözetilmesi ve muhtemel bir etnik çatışmayı engelleyici bir yapıya kavuşturulmasına çaba göstermiştir. Bu amaçla polis teşkilatında tüm etnik unsurların adil bir şekilde görev alabilmeleri için aday seçimlerinde ülkenin nüfus oranlarına göre aday seçmeye özen gösterilmiştir. Yakın zamanda birbirleriyle çatışmış farklı etnik kökenden gelen polis adayları, polis okullarındaki temel eğitimleri sırasında oldukça uyumlu, barışçıl ve gelecek adına umut vadeden bir tavır içerisinde olmuşlardır. Bu birliktelik ve birbirlerine saygı gösterme durumu, mezuniyetten sonraki meslek yaşamlarında da nispi olarak devam etmiştir. Ancak yaşanan görece bu olumlu gelişmelere karşın, polis teşkilatında ve devletin diğer birimlerinde etnik unsurların ülkedeki nüfus yapısına paralel bir seviyede görev yaptığını söylemek zordur. Örneğin Makedonya’da Arnavutların polis teşkilatlarında büyük oranda görev almaya başlamalarına rağmen, Türk, Boşnak, Roman gibi diğer etnik unsurların aynı oranda görevlendirilmemesi bir diğer sorun kaynağı olarak gözükmektedir. Ancak AGİT’in bu ülkede farklı etnik unsurlardan oluşan bir polis teşkilatı oluşturmak üzere başlattığı polis eğitim faaliyetleri, yaşanması muhtemel bir etnik çatışmayı tamamen önlemeye yetmese de bu alanda önemli bir “dalgakıran” görevi göreceği açıktır.

2007 yılına gelindiğinde, Makedonya’da TDP’nin kurumsallaşmasına yönelik çabaların başladığı görülmektedir. Bu bağlamda, ilk etapta Toplum Danışma Grupları’na bir resmiyet kazandırılmak istendi, ancak, bu grupların yapısal ve işlevsellik açısından bazı zayıf noktaları vardı. Bu zayıf noktaları ortadan kaldırabileceği düşünülen, Yerel Suç Önleme Konseyleri’nin oluşturulmasına karar verilerek, çalışmalar başlatıldı ve başta Üsküp olmak üzere Gostivar, Tetova ve Kumanovo’da bu konseyler oluşturuldu. Bu şekilde TDP uygulamaları kısmen de olsa kurumsallaşmaya başlamış oldu. 2009 yılı ve devam eden süreçte de kurumsal bir nitelik kazanan bu toplantılar, AGİT görevlilerinin de katılım ve destekleri ile devam etti. Günümüz itibariyle, Makedonya’da TDP faaliyetleri kapsamında uygulanan projelerin, “polisiye işler”, “daha fazla profesyonellik” ve “organize suçlar ve terörizm” adı altında üç ana başlık altında toplandığını söyleyen Türker, bu projelerin uygulanmasında AGİT halen itici güç olarak rol üstlendiğini ifade etmektedir.

Makedonya’da TDP uygulamalarının geldiği noktayı değerlendirilmek için, tüm bu anlatılanları, TDP’nin temel kavramları olan, işbirliği, kurumsallaşma ve problem çözme metodunu birer ölçüt olarak kullanmak suretiyle tekrar irdelemek yararlı olacaktır.

İşbirliği bağlamında yapılacak değerlendirmede; 2003 yılında, dâhili etnik tansiyonu düşürebilecek ve polis ile halk arasındaki güveni tesis edebileceği düşünülen Toplum Danışma Grupları’nın oluşturulması atılan ilk ciddi adım olarak görülmektedir. Devamında, bu yeni anlayışın ve işbirliği bağlamındaki uygulamaların yerleştirilmesi amacıyla, AGİT görevlilerini, Polis müdürleri, Belediye başkanları ve vatandaşlarla çok sayıda toplantı ve ikili görüşmeler gerçekleştirmesi de bu anlamda dikkate değer bulunmaktadır.

İkinci temel kavram olan kurumsallaşma bağlamındaki gelişmelere bakıldığında ise; Makedonya’da TDP kapsamında, her ne kadar birçok proje ve faaliyet hayata geçirilmiş olsa da, bu noktada ciddi bir gelişmenin sağlanamadığı görülmektedir. Hollanda’da eğitilerek ülkeye dönen ve TDP koordinatörü olarak adlandırılan 32 kişilik personelin tamamen TDP hizmetlerine görev almaması, hatta bu anlamda bir görev tanımlamalarının dahi yapılamaması bu kanaati daha da güçlendirmektedir. İlk başlarda oluşturulan Toplum Danışma gruplarının da zaman içerisinde kurumsal bir yapıya dönüşememesi, devam eden süreç içerisinde, yeni bir yapılanmaya gidilerek, bu grupların tamamlayıcısı konumunda olan yerel Suç Önleme Konseyleri’nin oluşturulmasının da, TDP uygulamalarına, kurumsallaşma adına bir ivme sağlayamadığı görülmektedir. Zira bu konseylerin de, süreç içerisinde herhangi bir resmiyet kazanamadığı, Makedon polis teşkilatının organizasyon şeması içerisinde kendine bir yer bulamadığı anlaşılmaktadır.

Son olarak da, TDP çerçevesinde problem çözme metotlarının etkin bir şekilde kullanılması noktasında elde edilen gelişmelere ve yapılan faaliyetlere bakıldığında, Toplum Danışma Grupları ve Yerel Suç Önleme Komisyonlarının rutin toplantılar düzenlediği, bu toplantılarda dile getirilen problemlere yine klasik yöntemlerle çözüm yollarının arandığı ve yeni bir yaklaşımın/yapılanmanın sağlanamadığı görülmektedir. Bunun olumsuz bir sonucu olarak ta, uygulamaya konulan TDP faaliyetlerine rağmen, mevcut problemlerin hızlı ve etkin olarak çözüme kavuşturulamadığı, polisin toplum içerisinde eski uygulamalardan farklı bir ‘problem çözücü’ rolünü benimseyemediği, böylece polisin halkın içinde daha görünür olmasını ve daha fazla yer almasını sağlayacak yeni bir oluşumun sağlanamadığı, mevcut teşkilat yapısının ve klasik polislik yaklaşımının büyük ölçüde muhafaza edildiği görülmektedir. Oysa AGİT’in TDP anlayışında önemli bir yer tutan problem çözme metodu, önleyici polislik anlayışının temellerini oluşturmaktadır.

Sonuç olarak, Makedonya’da TDP uygulamalarının geldiği nokta, TDP’nin temel kavramlarını ölçüt olarak kullanarak değerlendirildiğinde, süreç içerisinde TDP adına gerçekleştirilen birçok proje ve bu projeler kapsamında hayata geçirilen birçok faaliyete rağmen, TDP’nin genel amaçları ve hedefleri noktasında tam olarak istenilen noktaya gelinemediğini söylemek mümkündür.

Fotoğraf galerisine gitmek için lütfen tıklayınız…